Haber: Bahar SANCAR
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunan sözde Rum arazileri üzerinde 43 milyon Euro değerinde gayrimenkul geliştirme ve satma suçlamalarıyla Güney Kıbrıs’ta yargılanan Simon Aykut, mahkeme anlaşmasıyla 40 suçlamayı kabul etti; geri kalan suçlamalar düşürüldü.
Bu yaşanan gelişmenin üzerine ise Fransa’da, Behdad Jafari, Kıbrıs Rum tarafının yaptığı bir “mülkiyet ihlali” şikâyeti üzerine Fransız yetkililer tarafından durdurarak sorguya aldı. Olay, Kıbrıs’taki mülkiyet krizinin uluslararası düzeyde yeniden gündeme gelmesine neden olurken, Kuzey Kıbrıs’taki iş çevrelerinde de büyük rahatsızlık yarattı.
“Mülkiyet” konusunda yaşanan bu gelişmelerin üzerine Gündem Kıbrıs’tan bahar Sancar, hukukçular ile görüşerek, süreci ve olayın hukuki boyunu sordu. Gündem Kıbrıs’a konuşan hukukçular bundan sonra yapılacaklar noktasında da önerilerde bulunarak, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) hızlı bir şekilde daha etkin ve aktif bir hale getirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Avukat Ahmet Said Sayın:
“Bizim koçan dediğimiz malların bizim olmadığını devlet Taşınmaz Mal Komisyonu’nu (TMK) kurarak kabul etti”
Avukat Ahmet Said Sayın, mülkiyet konusunda bir girişim yapılmadığı takdirde ileriki yıllarda daha büyük sorunların ortaya çıkacağını söyleyerek, “Mülkiyet sorunu çözülmediği sürece ileriki yıllarda çok daha büyük sıkıntılar doğacak. Çünkü bizim mülkiyette bizim koçan dediğimiz malların bizim olmadığını devlet Taşınmaz Mal Komisyonu’nu (TMK) kurarak kabul etti. Rumlara tazminat ödemek demek bu mal senindir ben bunu satın alıyorum demektir. Doğal olarak bizim aslında halkımızın elinde 74 öncesi olan malların hukukunu tamamen düzeltmeden bu sıkıntılar yaşanacak” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının devamında Sayın, “Rumların yaptığı hamleler Taşınmaz Mal Komisyonu’nu bertaraf edici ve tanımayan bir hamledir. Çünkü taşınmaz mal komisyonu AİHM tarafından da bir iç hukuk yolu olarak kabul edilmiştir ve orada çözün diyor. Eğer bu mesele bu tip hamlelerle devam edecekse bu iş giderek daralacak ve Kıbrıs konusunda da çözüm olma ihtimalini azaltacak. Toplumlar arası tansiyonu da artırıcı hamlelerdir bunlar. Kimse artık kendini huzurlu hissetmiyor. Artık bir anlaşma olup olmayacağını ben söyleyemem ama en azından mülkiyetle ilgili belli başlı süreçlerin hızlandırılması lazımdır. O da TMK’nın işlevliğini artırmaktır. Ancak bir bakıyoruz ki TMK’ya aktarılması için biriken 41 milyon sterline Maliye Bakanlığı memurları ödemek için el koyuyor. Ama diğer tarafta TMK’da sonuçlanmış davalar var. TMK’da Mülkiyet sahipliğini kabul ediyorum diyorsun ve bir de üstüne adamın parasını da ödemiyorsun. Rumların bu kışkırtma siyasinde ekmeğine yağ sürmüş oluyorsun. Bu süreç bu şekilde devam edecek gibi görünüyor” dedi.
Sayın, “Rum Yönetimi tarafından 2007 yılında Ceza yasasında yapılan bu tadilatı son 1 yıldır devreye kondu ve tutuklamalar yapıldı. Ben yasayı Rumcadan İngilizceye çevirttim. O yasaya göre bu malları herhangi bir şekilde tasarruf ettiğinde bu yasa seni kapsıyor ve 7 yıla kadar da hapislik ön görüyor. Çok ciddi suçlamalardır ve tutuklu yargılama söz konusudur” bilgisini de paylaştı.
Avukat Feyzi Hansel:
4 milyon TL Lefkoşa'da: Şanslı numara "26240" İçeriği Görüntüle
“Bizi çok ciddi anlamda sıkıntıya sokacaktır”
Avukat Feyzi Hansel ise Gündem Kıbrıs’a yaptığı açıklamada çok hızlı ve seri bir şekilde Taşınmaz Mal Komisyonu’nun daha etkin bir hale getirilmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Güney Kıbrıs’ta tutuklu bulunan Simon Aykut’un bu suçlamaları kabul etmesi ileride bizi çok ciddi anlamda sıkıntıya sokacaktır. Her ne kadar bizim hukuk sistemimize göre tamamen emsal sayılabilecek bir Yüksek Mahkeme Kararı olmasa da Simon Aykut bu suçlamaları kabul etti. Bir süre daha Rum hükümetinin bu konuyu baskı unsuru olarak kendi mahkemelerinde ileriye götürmesi mümkün olacak gibi duruyor” dedi.
Bizim Taşınmaz Mal Komisyonu’nun süreçlerini ivedi bir şekilde hızlandırmamız lazımdır. Ödemelerini tamamlatmamız gerekiyor. Diğer yandan da süreçlerin de hızlandırılması gerekiyor. Başka çıkar yolumuz yoktur. Çünkü diğer türlü ancak bir müzakere ile bir çözüm olabilir ancak kısa vadede öyle bir ışık görünmüyor” diye konuştu.
Avukat Mustafa Asena:
“Hukukta eşitlik matematik eşitliği değildir”
Avukat Mustafa Asena, yaşanan süreci değerlendirerek yanlış politikalar sonucunda bu noktaya geldiğini ifade etti. Asena, “Mülkiyet sorunu çözülmediği müddetçe bu konular gündeme gelmeye devam edecek. Bu mallar bizim değil. bir çözüm anlaşması olmadığı müddetçe mülkün sahibi Rumlardır. Bizim devlet kurmamızla bu mülkün değişmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bu mülklere yapılan her girişimin Güney’de suç teşkil ettiği yasalarla belirlenmiştir. Bizde de aynı yasalar geçerlidir. Bir Türkün malına bir Rum gelip inşaat yapamaz” dedi.
Asena, “Hukukta eşitlik matematik eşitliği değildir. Matematiksel eşitlik istediğimiz için anlaşmalar bozuluyor. Ama biz Rumlar anlaşmadı bize haklarımızı vermedi dedi. 1 milyon insan 100 bin insana yarı yarıya eşitlik vermez. Bizim bu topraklar üzerinde kazandığımız haklar barınma ve çalışma hakkıdır. AİHM kararlarına bakıldığında orada bize tanınan haklar bunlardır çünkü nüfus mübadele anlaşması yapıldı, Biz Kuzey’e onlar Güney’e gitti. Bu toprakları kullanma ve barınma hakkı bizimdir. Dikkat ederseniz Kıbrıslı Türkler dava edilmiyor. Çünkü barınma ve toprağı işletme hakları vardır. Bu AİHM kararları ile belirlenmiştir. Ancak adamın evini yıkıp yeniden yapıp sattıysan dava edebilirler ilerleyen süreçte. Belli olmaz.” dedi.
Taşınmaz Mal Komisyonu hakkında da konuşan Asena, “TMK’nın kuruluş gailesine ve AİHM kararlarına baktığımız zaman TMK kapsamlı bir çözüm olana kadar yaşanan mülkiyet sorunlarını çözmek için kurulmuştur. Eşdeğer mal kavramını biz yarattık. Güney Kıbrıs yasalarında mülkiyet kiminse o mal onundur. Eşdeğer diye bir kavram yoktur. Mülkiyet sorununun nasıl çözüleceği belliydi. 1974 yılındaki değerine göre ödenecekti ancak biz iki devlet diyerek bütün bu hakları kaybettik.” diye konuştu.
GÜNDEM
16 Ekim 2025SPOR
16 Ekim 2025GÜNDEM
16 Ekim 2025SPOR
16 Ekim 2025SPOR
16 Ekim 2025GÜNDEM
16 Ekim 2025GÜNDEM
16 Ekim 2025